Kürtaj

Kürtaj

Son zamanlarda özellikle ABD'de alınan kararla hakkında konuştursa da "kürtaj" her zaman tartışmalı bir konu oldu. ABD'nin artık anayasal bir hak olarak tanımadığı kürtaj sosyolojik, ekonomik ve politik pek çok boyutu olan bir insan hakkı meselesi.

Tüm dünyada tepkiyle karşılanan kürtaj hakkı kısıtlamalarıyla birlikte, bilgi sahibi olmamız gereken en temel kürtaj başlıklarını senin için derledik, konsantre bir hale getirdik.

Kürtaj Nedir?

Kürtaj, hamileliği tıbbi olarak sonlandırma işlemidir. Halk arasında ‘’bebek aldırmak’’ olarak ifade edilse de sadece istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması demek değildir. Gebelikle ilgili anomalilerde, annenin sağlığını tehlikeye sokan durumlarda da kürtaj yapılması gerekebilir.
En yalın haliyle; kürtaj, rahim içinin temizlenmesi işlemidir.

Nasıl Yapılır?

Günümüzde en yaygın kürtaj yöntemi vakumlu kürtajdır. Kürtaj sırasında kanül denilen ince plastik borular kullanılarak gebelik rahim içi dokusuyla beraber vakumla çekilir ve 5-10 dakikalık bir sürede işlem sonlandırılır.

Dünyadan İstatistikler

Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırma sonuçlarına göre; dünyada her yıl yaklaşık 210 milyon gebelik meydana geliyor.

Bunların 70 milyonu ise istenmeyen gebeliklerden oluşturuyor.

46 milyon kişi gebeliğini isteyerek düşükle sonlandırıyor.

Düşüklerin 19 milyonu ise güvenli olmayan yollarla gerçekleşiyor.

Güvenli olmayan düşükler sebebiyle her 8 dakikada bir kişi hayatını kaybediyor.

Günümüzde Türkiye’de kadınların yaklaşık %15’i hayatlarında en az 1 kez kürtaj yaptırdığını ifade ediyor. 

Türkiye’de Yasalaşma Süreci

Kürtaj, Türkiye’de ilk olarak 1965 yılında çıkan 557 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile tıbbi zorunluluk kapsamına giriyor.

1983 yılında ise 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile güvenli kürtaj hakkı gebeliğin 10. haftasının bitimine kadar yasal hale geliyor.

Yasal; ancak ulaşılabilirliği ‘‘koca’’ bir soru işareti…

Doğum kontrol yöntemlerine erişim zorlaşıyor.

Gebeliği sonlandırmak kadınlar için her geçen gün ne kadar zorlaşıyorsa, gebeliği önlemek de doğru orantılı şekilde zorlaşıyor. Türkiye’de 2012 yılından itibaren uygulanan politikalar sebebiyle doğum kontrol yöntemlerinin çoğu artık ücretsiz temin edilemiyor.

Spiral, prezervatif, doğum kontrol hapları ve iğneler eskiye oranla daha az tedarik ediliyor. Bu durum gebeliği artırdığı gibi istenmeyen gebelikleri de beraberinde getiriyor. Kürtaj olmak isteyen kadın ve diğer hamile bireyler ya merdiven altı çözümlere yönelmek zorunda kalıyor ya da eşlerinden, ebeveynlerinden rıza alıp hastanelerin yolunu tutuyor.

Türkiye’de isteğe bağlı kürtaj hizmeti veren kamu hastanelerinin sayısı giderek azalıyor.

Mevcut hastanelerin çoğunda kürtaj hakkına yönelik yasadışı tutumlar sergilenirken, ‘’doktor inisiyatifinde’’, ‘’yasak veya yasal değil’’, “evli bireylerde uygulanabilir’’ yönünde alınan keyfi kararlar da her geçen gün kadınların hayatlarını tehlikeye atıyor.

Kamu hastanelerinde fahiş fiyatlar uygulanıyor.

Kamu hastanelerinde hizmet alamayan kadınlar özel sektöre yönlendirildiklerinde ekonomik bariyerlerle karşılaşıyor.

2005 yılında Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı ‘’Üreme Sağlığı Stratejik Eylem Planı”nı birlikte hatırlayalım. Planda, düşüklerin ve düşüklere bağlı ölümlerin azaltılması için kürtaj ihtiyacını azaltmanın gerektiği vurgulanmış ve gerekli adımları şu şekilde sıralanmıştı;

  • İlköğretimden başlayarak yapılandırılmış bir cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularını yaş grubuna uygun olacak şekilde müfredatın parçası haline getirmek,
  • Gençlere yönelik cinsel sağlık , üreme sağlığı akran eğitim programlarını yaygınlaştırmak,
  • Genç Dostu Sağlık Hizmeti Merkezlerini yaygınlaştırmak,
  • İstenmeyen gebeliklerin tümünü oluşmadan önlemek,
  • Karşılanmamış aile planlaması ihtiyacını ortadan kaldırmak,
  • Aile planlaması hizmetlerini birinci basamakta kaliteli , sürekli ve her düzeyde yaygın sunmak,
  • Aile planlaması hizmetleri ve malzemelerinin  tümünü genel sağlık sigortası kapsamına almak,
  • Kadının statüsünü güçlendirmek,
  • Üreme sağlığında erkek katılımını güçlendirmek,
  • Aile planlaması alanındaki yanlış toplumsal inanışların önüne geçmek,
  • Topluma dayalı üreme sağlığı eğitimlerini ve duyarlılık yaratma çalışmalarını ilgili bakanlık ve kuruluşlar ve STK’larla eşgüdüm içerisinde sürekli uygulamak,
  • Ülkede insan haklarını dayalı, 1994 Kahire Nüfus ve Kalkınma Bildirgesinde güvence altına alınan eylem planlarını tümüyle hayata geçirmek.

  • Kapanışı bu hedeflerle bitirelim istedik ve kararı size bıraktık.

    Siz bu hedeflerin neresinde olduğumuzu düşünüyorsunuz?

    Kaynakça:
    https://gender.khas.edu.tr/sites/gender.khas.edu.tr/files/docs/2020-12/2020-kurtaj-arastirmasi-raporu.pdf
    https://www.tjod.org/turk-jinekoloji-ve-obstetrik-dernegi-tjod-kurtaj-raporu
    https://www.kizbasina.com/kurtaj-hakki-rehberi/